Türkiye’nin denizi kadar dağlarının da yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gördüğünü vurgulayan Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Melikoğlu, kış tatiline gidenlerin, kendilerini soğuktan korudukları gibi güneşten de korumaları gerektiğini vurguladı. Doç. Dr. Melikoğlu, “Güneş ışınları yüzümüzü, cildimizi yaşlandırıyor, kırışıklıklara ve kansere sebep oluyor. Kar maskesi ya da güneş koruyucu kremler kullanmak çok önemli ve gereklidir. Güneş kremleri olarak 30 koruma faktörlü ve üzerinde kremleri tercih etmelerini öneriyoruz. Denize giderken yanımızdan ayırmadığımız güneş kremlerini dağa, kayağa gelirken de mutlaka yanımızda bulundurmalıyız. Dışarı çıkmadan 20 dakika kadar önce kremleri tatbik etmek doğrusu ve bunu gün boyu da birkaç kez tekrarlamak yani 3 saatte 1 güneş koruyucuları tekrarlamak gerekiyor” diye konuştu.
Rakım yükseldikçe havadaki ultraviyole ışınlarının etkisinin de arttığını kaydeden Doç. Dr. Melikoğlu, “Kar, ışığı bir ayna gibi yansıtır dolayısıyla hem beyazın ışığı yansıtması hem de aynı zamanda yüksek rakım ultraviyolenin etkisini artırır. Böyle bir ortamda güneş koruyucu krem kullanmazsak ileride cilt kanserine davetiye çıkarmış oluruz. İleride deri yaşlanması ve derimizdeki kırışma güneşten korunanlara göre çok daha fazla olur. Güneşten korunan bir insana göre çok daha büyük riskler almış oluruz. Onun için güneş kremleri ile ya da bariyer yöntem dediğimiz kar maskeleri ile yüzümüz ve boynumuz gibi açıkta kalan güneşe maruz kalan bölgeleri güneşten korunmanız çok önemlidir. Cildimizi güneş kremleri ya da kar maskeleri ile koruduğumuz gibi gözlerimizi de ultraviyole korumalı güneş gözlükleri ile korumamız gereklidir. Aksi taktirde gözlerimizde cildimiz gibi hasar görür” dedi.