Tarihçi-yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastının “karakutusu” olarak nitelendirilen Nuri Gökhan Bozkır, MİT tarafından Ukrayna’da yakalanıp, Türkiye’ye getirildi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne teslim edilen Bozkır’ın yaklaşık 8 gün sürecek ifade işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği belirtildi.
ERDOĞAN DUYURDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki akşam bir televizyon kanalında canlı yayında yakalandığını açıkladığı ‘Karanlık Nuri’ lakaplı Bozkır’ın, Hablemitoğlu’nu, cinayetten önceki 6 ay boyunca izlediği belirlenmişti. Bozkır’ın cep telefonunun Hablemitoğlu’nun öldürüldüğü sırada evinin önünde, sonrasında ise Mogan Gölü bölgesinde sinyal verdiği de tespit edilmişti.
Yapılan çalışmalarla Bozkır’ın Ukrayna’da olduğu belirlendi. Türkiye’nin başvurusuyla İnterpol tarafından hakkında ‘kırmızı bülten’ çıkartılan Bozkır, 10 Temmuz 2019’da Kiev’de gözaltına alındı. 3 ay cezaevinde kaldıktan sonra elektronik kelepçeyle ev hapsine çıkarıldı. Daha sonra elektronik kelepçe ve Kiev dışına çıkış yasağı uygulanarak adli kontrolle serbest bırakıldı. Türkiye’nin iadesini istediği Bozkır’ın Ukrayna’ya iltica talebi, 8 Aralık 2020’de reddedildi. 16 Aralık’ta Ukrayna Başsavcılığı, Bozkır’ın iadesine karar verdi. Ancak karar Bozkır’ın avukatlarının temyize başvurması nedeniyle uygulanamadı. Bozkır, duruşmalara katılmayınca mahkeme, zorla getirme kararı verdi. Bozkır, bulunamadığı için duruşmalara getirilemedi.
MİT UKRAYNA’DA BULDU
Bozkır’ın, Ukrayna’dan başka bir ülkeye geçiş hazırlığı yaptığı istihbaratı üzerine MİT, harekete geçti. Bozkır, Ukrayna ile işbirliği içerisinde yapılan operasyonla yakalanıp Ankara’ya getirildi. MİT’teki işlemlerinin ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne teslim edilen Bozkır’ın sorgusuna başlandı. Bozkır’ın yaklaşık 8 gün sürecek ifade işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği belirtildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise yaptığı açıklamada süreç hakkında bilgi verdi.
ÖZEL KUVVETLER’DEN İHRAÇ EDİLDİ
Bozkır, karıştığı olaylar ve hakkında yürütülen soruşturmalar nedeniyle “karanlık Nuri” olarak biliniyordu. TSK’ya bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda yüzbaşı olarak görev yaparken ihraç edilen Bozkır’ın adı ilk olarak ‘sauna çetesi’nde geçti. Daha sonra Şanlıurfa il sınırlarında, soğan yüklü bir TIR’ın içinde çok miktarda patlayıcı ele geçirilmesi olayıyla gündeme gelen Bozkır hakkında, Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ ve Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği’nce ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, tasarlayarak öldürme’ suçlarından yakalama kararı çıkarıldı. Bozkır, Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde 8 Eylül 2015’te yakalanan ve içinde bomba yapımında kullanılan mühimmat bulunan ‘soğan TIR’ları’ davasında hapis cezası alacağını anlayınca Ukrayna’ya kaçtı.
‘KÖSTEBEK’ YAYINLANMADAN SUİKAST
Hablemitoğlu, FETÖ’nün devlet içerisindeki kadrolaşma çalışmalarını ele alan “Köstebek” adlı kitabını yayınlayamadan 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde uğradığı suikast sonucu öldürüldü. O dönem başlatılan soruşturma dosyasında, emniyet ve yargı içerisindeki FETÖ’cülerin delilleri karartması nedeniyle ilerleme kaydedilemedi. Emniyetteki FETÖ’cülerin temizlenmesinden sonra Hablemitoğlu dosyası yeniden açıldı. Deliller tek tek ele alınıp, HTS verileri analiz edildi. Yapılan incelemelerin ardından şüpheli Gökhan Nuri Bozkır’ın ismine ulaşıldı. Hablemitoğlu’nun öldürülmesiyle ilgili iddialar, FETÖ çatı iddianamesine de girdi. İddianamede, Hablemitoğlu suikastı soruşturmasının, örgüt üyesi polisler tarafından bilinçli olarak karartıldığı belirlenmişti.
‘YAŞADIKLARIMIZI BİLEMEZSİNİZ’
Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu, Twitter’daki hesabından yaptığı açıklamada, “Biz canımızdan olup, hayal bile edemeyeceğiniz zor bir 20 yılı tamamladık. Adalete, devlete inancımızı ve güvenimizi kaybettik. Ayrıca ne ailemize, ne avukatımıza iletilen herhangi bir şey yok. Süreci, yaşadıklarımızı bilemezsiniz” dedi.
HÜRRİYET KİEV’DE BULUP KONUŞMUŞTU
Hürriyet, eski yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır’ı 2019 yılının Aralık ayında Kiev’de bulmuş ve ‘Hablemitoğlu’nu sen mi öldürdün’ sorusunu yöneltmişti.