Google Sokak Görünümü, 2007’den bu yana dünya çapında milyonlarca kilometrelik yolun haritasını çıkardı; hatta işi abartıp uzaya ve okyanusa bile gitti.
Buna rağmen hâlâ Avrupa’nın tam ortasında göze çarpan bir boşluk bulunuyor. Peki bu ülke, modern çağı yakalamış olmasına rağmen bu özelliğe neden geçit vermiyor?
Akla gelen ilk nedenin mahremiyet olduğunu düşünmüş olabilirsiniz ancak asıl neden buna yakın olsa da tam olarak bu değil.
Fotoğrafta da gördüğünüz üzere Almanlar rahat bir şekilde gerek plajda gerek şehir parklarında çıplak bir şekilde güneşlenmekten çekinmeyen bir halk. Hatta insanların anadan üryan dışarıda dolaşmasına FKK (freikörperkultur/özgür beden kültürü) denir ve Almanlarla özdeşleşmiştir. Bunun için özel kamp alanları bile vardır.
“Özel yerlerini” sergilemekten çekinmiyorlar ancak “kişisel bilgilerini” sergilemekten çekiniyorlar.
Bu ince fark oldukça önemli. Kişisel bilgilerini korumak Almanlar için oldukça hassas bir konu. Bizim veya diğer pek çok milletin nasıl oluyor da adlarını, adreslerini, arkadaş listelerini ve çevrim içi satın alma geçmişlerini rahatça paylaşabildiklerine bir hayli şaşırıyorlar (Bizim artık ayrı ayrı sitelerden kişisel bilgilerimiz çalındığı için elden ele dolaşıyor ne yazık ki).
Harvard Business Review’da yayımlanan araştırmaya göre; ortalama bir Alman, kişisel sağlık verilerini korumak için 184 dolar kadar ödemeye razı. Ortalama bir İngiliz içinse bu bilgilerin gizliliği yalnızca 59 dolar değerinde. Amerikanlar için bu değer tek haneli rakamlara düşüyor.
Peki Almanlar neden bu konuda çok hassas?
Çünkü Almanlar yakın geçmişlerinde iki totaliter sistemin travmasını yaşadı (faşist Üçüncü Reich ve komünist Doğu Almanya) ve hâlâ bunun etkileri toplumda gözlenebiliyor.
Almanya, kişisel bilgileri kullanıp insanlara zorlu dönemler yaşatan bu totaliter rejimlerden kurtulunca “Nie wieder” (“Bir daha asla”) düsturunu benimsedi. Almanya’nın savaş sonrası anayasasının ilk maddesinin şu şekilde olmasının nedenlerinden biri de budur: İnsan onuru dokunulmaz olacaktır. Ona saygı duymak ve onu korumak tüm devlet otoritesinin görevidir.
Almanya, totaliter travmalar nedeniyle on yıllar boyunca mahremiyet tanımını genişletti.
- 1970 yılında bir Almanya eyaleti dünyadaki ilk veri koruma yasasını çıkardı.
- 1979’da Batı Almanya, temel amacı kişisel bilgilerin dokunulmazlığını korumak olan veri koruma yasasının temelini attı.
- 1980’lerde vatandaşlar, hükûmetin bireylerin özeline girecek kadar ayrıntılı bir nüfus sayımı planı üzerine hükûmete dava açtı ve kazandı. Böylece mahkeme, Alman vatandaşlarının herhangi bir devlet kurumu veya kuruluşuyla herhangi bir kişisel bilginin paylaşılmasını engelledi.
- Mart 2010’da, Alman Federal Anayasa Mahkemesi; vatandaşların telefon ve e-posta verilerini altı aya kadar saklamasına izin veren bir yasayı, kişisel gizlilik haklarına “ağır bir müdahale” olarak görerek bozdu.
- Mayıs 2018’de Avrupa Birliği, daha gevşek olan Amerikan modeli yerine Alman modelini örnek alan Genel Veri Koruma Yönetmeliği’ni kabul etti.
Açıkçası Almanya’nın, giderek daha fazla veri madenciliği yapan ve veriden para kazanan bir dünyada Nie wieder’ı sürdürmesi zor olacaktır.
Dijitalleşmenin dalga dalga ilerleyişi, Alman inadını bile zamanla kırabilir. Çünkü Google Sokak Görünümü’ne izin vermiyor olsalar da pek çok bilgilerini Google, Meta gibi teknoloji şirketlerine veriyorlar. Google, Almanya’daki arama motoru pazarının %90’ından fazlasını ele geçirdi ve tüm Almanların neredeyse yarısının bir Facebook hesabı bulunuyor.
Google’ın kameralı arabaları, Haziran 2012’de 39 ülkede 8 milyon km’lik yolun haritasını çıkardı; Mayıs 2017’de 10. yıl dönümünde toplam 83 ülkede 16 milyon mil oldu.
Yine de çok fazla ülkede ve alanda Google Sokak Görünümü teknolojisi kullanılmıyor. Her ülkenin kendine göre sebepleri bulunuyor.
Aslında Ağustos 2010’da Google, o yılın sonuna kadar Almanya’nın en büyük 20 şehrinin sokaklarının haritasını çıkaracağını duyurdu ancak bu haberi duyan halkta öfke patlaması yaşandı. Google’ın kameralı arabalarından bazıları saldırıya uğradı.
Dönemin Almanya Tüketici Koruma Bakanı Ilse Aigner ise, Google’ın bu teknolojisini “özel alan ihlali” olarak nitelendirerek utanmadan fotoğraf toplamaya çalıştığını söyledi.
Google, özel alan ihlali yapmamak için yüzleri ve araç plakalarını bulanıklaştırıyor.
Hatta özel istek üzerine evlerin önlerini de otomatik olarak bulanıklaştırır. Yine de Almanlar buna da razı değil gibi görünüyor. Kim bilir belki genç nesiller totaliter rejim dönemleri uzakta kaldıkça kişisel verileri konusunda bu kadar hassas olmaz. Bunu zaman gösterecek…
Türkiye’de ise durum bu şekilde:
Peki siz Google Sokak Görünümü hakkında ne düşünüyorsunuz? Evinizin önünü herkesin görmesi sizin için de sorun mu? Yoksa Almanlar fazla mı abartıyor?
Kaynaklar: 1, 2