İzmir’de özel bir bakımevinde kalan gayrimenkul zengini Tülin Enbiyaoğlu, 19 Kasım’da ortadan kayboldu. İsviçreliler ve Türkler arasında sosyal, kültürel, ekonomik, bilimsel ilişkileri geliştirmek amacıyla kurulan dostluk derneği Assocıatıon Suısse- Turquıe’nin kurucuları arasında yer alan ve bir süre önce hayatını kaybeden Nezih Enbiyağoğlu’nun eşi olan Tülin Enbiyaoğlu’ndan haber alamayan Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşayan kızı Hanzade Altıparmak (59) ve torunu mimar Bige Altıparmak, kayıp başvurusunda bulundu. Bige Altıparmak, anneannesinin varlıklı bir kadın olduğu için eski bakıcısı Mehmet Nabi Akaydın tarafından kaçırıldığını ileri sürdü. Tülin Enbiyaoğlu, 4 gün sonra Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından Mehmet Nabi Akaydın’ın yanında bulundu. Olayın ardından konuşan Tülin Enbiyaoğlu, torunu ve kızının kendisinin paralarını alabilmek için huzurevine attığını ileri sürerken, torunu ise iddiaların asılsız olduğunu belirterek dava sürecinin başlattığını açıkladı.
’40 YILLIK AİLE DOSTUM’
Eski bakıcı Mehmet Nabi Akaydın, Tülin Enbiyaoğlu’nun 40 yıllık aile dostu olduğunu ve kendisine yöneltilen tüm iddiaların asılsız olduğunu söyledi. Bugüne kadar sessizliğini koruyup, hakkındaki iddiaları yanıtlamaya değer bulmadığını belirten Akaydın, şunları söyledi:
Tülin Enbiyaoğlu, 40 yıllık aile dostum. 12 sene evvel sokağa attılar, ben sahip çıktım. ‘Bakıcı’ dediler, ‘kahya’ dediler. Bunu diyen kişi, bana, ‘Babam keşke sen olsaydın’ diyen insan. Hanzade Hanım, ‘Nabi abi, annem seni nüfusuna alsın, benim abi ol’ dedi. Yalan denizinde yüzüyoruz. Akıl var, mantık var 80’li yaşlardaki bir hanıma, 60 yaş üzeri bir adamı mı bakıcı olarak tutuyorlar. 30 yıldır Bodrum’da yaşıyorum, bütün bu olanların yalan olduğunu çevremdeki herkes biliyor. Mahkemeye gitsem yanımda 30- 40 kadar şahit olur. Ben de dava açacağım” dedi.
TEYZESİNİ DE DOLANDIRDI İDDİASI
Bige Altıparmak’ın teyzesini de dolandırdığını ileri süren Akaydın, “Teyzesi bir dönem buraya geldi, Bitez’de bir ev tuttu. Ancak karıştığı bir dolandırıcılık olayı yüzünden İsviçre’ye kaçtı. Bige Hanım da teyzesinin kaçmasının ardından 7 dönümlük arsası üzerine bir proje çizmiş. Bu projenin faturasını teyzesinin Bitez’deki adresine gönderiyor. Fatura evde kimse olmadığı için muhtara gidiyor. Buna karşılık Bige Hanım, Gümüşlük’teki arsayı icra yoluyla satışa çıkarıyor. Teyzesi bunu öğrendiği zaman hemen bir avukata başvuruyor. Avukatla tesadüfen adliyede karşılaştık, teyzesi 100 bin lirayı ödüyor ve icrayı kaldırıyor. Şimdi teyzesiyle de mahkemelik. Avukatın rızasıyla 2 davayı birleştirme kararı aldık” dedi.
‘MÜŞTEREK YAŞAMDA KREDİ KARTLARINI KULLANDIĞIM DOĞRU’
Müşterek yaşamda Tülin Enbiyaoğlu’nun zaman zaman kredi kartlarını kullandığının doğru olduğuna ifade eden Akaydın, “Artık, tüm bu iddialarla uğraşmaktan yorulduk. Alışkın olmadığımız olaylarla karşı karşıya kaldık. Artık, bir an önce, dava mı açılacak ne olacaksa her şeyin sonuçlanması istiyorum” diye konuştu.
Bige Altıparmak’ın ‘Anneannem kaçırıldı’ şikayetinden sonra, aynı günün gecesi evine bir telefon geldiğini aktaran Akaydın, “Telefondaki kişi, ‘Anneanneyi Bige kardeşimize teslim edelim. Sizle de bir masada oturup konuşmak istiyorum’ dedi. Bu numarayı hemen polise bildirdim. Polisler bu kişiyi buldu. Bir kurumda çalışan güvenlik görevlisi kendisi. Tehdit eder gibi konuştu, o kişiden şikayetçi oldum” dedi.
‘200 BİN LİRAYI NABİ BEY’DEN BORÇ ALDIM
Tülin Enbiyaoğlu da torunu Bige Altıparmak’ın iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyleyip, ‘Torunum, rüyasında görüyor galiba. Bir daha ailemle görüşmeyeceğim. Bundan sonra Bige ve Hanzade diye birini tanımıyorum. Onlarla asla görüşmeyeceğim. Nabi Bey’le eski hayatıma devam edeceğim. İşin diğer hukuki boyutlarıyla avukatlarım ilgileniyor, onlar gerekeni yapacaktır” dedi. Torununun kendisinden para almadığını iddia ettiğini belirten Enbiyaoğlu, şöyle konuştu:
“Ancak bankalar öyle demiyor. Bankalar, ATM’den para çekilen kamera görüntülerini, mahkeme istediği zaman vermek mecburiyetinde. Ayrıca kredi kartımı Nabi Bey’in kullandığını söylüyorlar. Aklım başımda ise istediğim gibi paramı harcarım, kredi kartımı veririm. Nabi Bey ile aynı evde yaşıyoruz. Bana yemeği Nabi Bey alıyor, alışverişimi yapıyor. Tabii ki benim kredi kartımı kullanacak. Bundan daha doğal ne var. Down sendromlu bir oğlum var, 3 sene önce vefat etti. Toplu paraya ihtiyacım oldu, Nabi Bey’den 200 bin lira borç aldım. Karşılığında senet verdim. Yaşım var, ölürsem mirasçılarımdan parasını alabilsin, borçlu gitmeyeyim diye. 9 aydır bir kuruşsuz, telefonsuz ve kimliksiz yaşıyorum. Hepsini kızım ve torunum elimden aldı. Bankadan paralarımı çekiyorlar”
Öte yandan, Tülin Enbiyaoğlu’nun avukatı aracılığıyla zorla huzurevine yerleştirildiği gerekçesiyle torunu ve kızından davacı olacağı belirtildi.