Olay, 14 Ekim 2020’de Çaycuma ilçesi Kayıkçılar köyünde meydana geldi. Uzun yıllar Almanya’da yaşayan Murat Cura (67), tatil için geldiği köyünde yine Almanya’da yaşayan Erdoğan Kösepınar’ın (56) silahlı saldırısına uğradı. Cura, vücuduna isabet eden 9 kurşunla hayatını kaybederken, kaçan Kösepınar yolda kendisini arayan jandarma ekiplerine teslim oldu.
Gözaltına alınan Kösepınar, cıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Erdoğan Kösepınar hakkında, ‘Tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle dava açıldı. Önceki duruşmalarda Kösepınar’ın psikolojik tedavi gördüğünün belirtilmesi ve cezai ehliyetinin olmadığının öne sürülmesinin ardından Adli Tıp Kurumu’ndan rapor istendi. Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporda Kösepınar’ın cezai ehliyetinin tam olduğu belirtildi.
“MAKTÜLÜN ŞEYTANLARI SÜREKLİ BENİ KESİYORDU”
Zonguldak 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada taraf avukatları ve Murat Cura’nın yakınları hazır bulunurken, Erdoğan Kösepınar mahkemeye SEGBİS aracılığıyla cezaevinden katıldı. Kösepınar’ın avukatı Adli Tıp Kurumu raporuna itiraz ederek, “Önceki yılarda Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi’nden alınan raporlarda ‘organik olmayan psikoz’ tanısı konmuş. Psikoz teşhisi ceza ehliyetine engeldir” dedi. Söz alan Kösepınar ise, “Psikolojik tedavi gördüm. Maktulün şeytanları sürekli beni kesiyordu. O yüzden onu öldürmek zorunda kaldım” diye konuştu.
Mütalaasını açıklayan savcı, sanık ve maktulün 27 yıl önce Almanya’daki Mevlana Camii tekkesinden tanıştıklarını, tekke şeyhinin ölümünün ardından Kösepınar’ın diğer müritlere mehdi olduğunu söylediği, ancak maktulün müritleri etkileyerek Kösepınar’ın tekkeden dışlanmasına sebep olduğunu söyledi. Savcı, maktulün şeytan olduğuna ve öldürülmesi gerektiğine Kösepınar’ın kendisini inandırdığı, plandan yaklaşık 6 ay önce öldürme kastıyla maktulün evine gittiğini ancak evde bulamaması sebebiyle öldüremediğini, 6 ay sonra tekrar gittiğinde maktule tabancayla ateş ederek öldürdüğünü belirtti. Adli Tıp Kurumu raporunda Kösepınar’da akıl hastalığı veya zeka geriliğinin saptanmadığını, işlediği fiilin hukuki sonuçlarının farkında olduğunun belirtildiğini ifade eden savcı, ‘Tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan Kösepınar’ın ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi.
“ÇOKTAN ÖLMÜŞTÜM”
Mütalaaya itiraz eden Erdoğan Kösepınar, “Maktul şeytana teslim olmuş, bir mehdi olarak sürekli benimle uğraşıyordu. Maktulün şeytanları her gün benim kolumu, bacağımı kesiyordu. Allah öldürmedi diye ölmüyordum. Yoksa çoktan ölmüştüm. Bana öldürmekten başka çare bırakmadılar. Benim 30- 35 bin lira maaşım var. Niye durduk yere öldüreyim. Ben bilerek öldürseydim, teslim olur muydum?” dedi.
Sanık avukatı, Kösepınar’ın akli dengesinin yerinde olmadığını belirterek, müvekkilin suça dair beyanları kabul edilirken, mehdi olduğunu ileri sürmesinin kabul edilmediğini ifade etti. Müvekkilinin beyanlarının gerçekliği kabul ediliyorsa, mehdi olduğunun da kabul edilmesinin gerektiğini söyledi.
“ONU ÖLDÜRMEK ZORUNDA KALDIM”
Son sözü sorulan Erdoğan Kösepınar, “Mecbur kalmadığım sürece kimseyi öldürmem. Onu öldürmek zorunda kaldım. Bana bir şey yapmadan niye öldüreyim” dedi.
Mahkeme heyeti Kösepınar’ın, Murat Cura’yı tasarlayarak kasten öldürme suçunu işlediğini sabit görerek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına takdiri indirim uyguladı. Kösepınar’a indirimle birlikte müebbet hapis cezası verildi.