Görev için gittiği bir kentin ağabeyi, kardeşi, babası olmuştu kısa sürede. Ne güler yüzünü, ne de muhabbetini esirgerdi memleketi gibi sahiplendiği Diyarbakırlılardan.
Kadının da yanındaydı, yaşlının da, öğrencinin de. Ta ki hain bir pusuya düşürülene kadar.
30 Eylül 1952’de Sakarya Hendek’te doğdu Ali Gaffar Okkan. İlköğretim eğitiminin ardından büyük ilgi duyguğu polisliği yapabilmek için polis kolejine girdi. Ardından polis akademisi geldi. Mezun olduğu 1973 yılında ise İzmir İl Emniyet Müdürlüğüne komiser yardımcısı olarak atandı. Araya bir de siyasal bilgiler fakültesi kamu yönetimi lisansı da ekledi.
Kentte birçok birimde görev yaparak komiserliğe yükselen Okkan, 1983’te Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü’ne atandı. 2 yıl sonra da şube müdürlüğüne terfi etti. Hızla yükselen kariyerinde Eskişehir ve Kars’ta da görev yaptı. 18 Kasım 1997’de ise PKK ve Hizbullah terörü ile mücadele edilen Diyarbakır’da İl Emniyet Müdürü olarak göreve başladı. Burası Okkan’ın görev hayatında çok önemli bir yer edinecekti.
Okkan, hem kentte hem de emniyet teşkilatında ilk sayılabilecek birçok adım atmıştı kısa sürede. O güne kadar kentte aktif göreve katılamayan kadın polisler Diyarbakır’da ilk kez onun emriyle trafiği yönetti. İki küçük otomobil alan, Okkan, mavi beyaz renklere boyattığı otomobillerde 2’şer kadın polis görevlendirdi. Bir otomobil kayıp çocukları toplayıp ailelerine teslim ederken diğeri ise yürümekte zorlanan yaşlıları gidecekleri yerlere taşıdı.
Okkan da Diyarbakırlılarla iç içeydi. Dertlerini dinlemekle kalmıyor, iletişim kurabilmek için telefon numarasını bile çekinmeden veriyordu. Sokakta çalışan çocukları eğitime, spora yönlendirdi. Hatta Diyarbakırspor’un Süper Lig’e yükselmesi için uğraş verdi. Dönemin yönetimi de onu onursal başkan ilan etti.
Ancak diğer yandan yoğun bir şekilde terörle mücadelesi de sürüyordu. Türkiye’de faaliyet gösteren Hizbullah’ın kurucusu Hüseyin Velioğlu’nun İstanbul’da villasına yapılan baskında büyük rolü vardı. PKK ile de mücadele ediyordu. Kentte teröristlere göz açtırmıyordu. Huzurun sembolü olmuştu.
24 Ocak 2001’de, emniyet binasından çıkmış, valilik binasına ilerliyordu. Saat 17.40 sularında Sezai Karakoç Bulvarı’nda kurulan pusuda, 49 yaşında şehit oldu. Beraberindeki polisler Mehmet Kamalı, Sabri Kün, Mehmet Sepetçi, Atilla Durmuş ve Selahattin Baysoy da hain saldırıda şehit düştü.
Evli ve iki çocuk babası olan Okkan, Yaptıklarıyla hem Diyarbakırlıların hem de tüm memleketin sevgi ve saygısını kazandı. Şehadetinin ardından adı yeni doğan çocuklara verilerek ölümsüzleşti.
Okkan, şehadetinin yıl dönümlerinde hem Sakarya’daki kabri başında hem de şehit düştüğü Diyarbakır’de özlemle anılıyor.