TRT Haber’den Sertaç Aksan’ın haberine göre, Türkiye’nin savunma sanayi oldukça hareketli günler yaşıyor. Sektöre ilişkin cevap bekleyen sorular da artıyor. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Profesör İsmail Demir bu sorulardan bazılarına yanıt verdi.
Profesör Demir, Antalya’da düzenlenen “Savunma ve Havacılık Sanayiinde Küresel Stratejiler Konferansı” gazetecilerle bir araya geldi ve sektördeki güncel konulara ilişkin son gelişmeleri paylaştı.
Türk SİHA’larını isteyen yabancı ülkeler
Prof. Dr. Demir, bir soru üzerine konuşmasına son dönemlerde sıkça duyduğumuz “Türk S/İHA’sı isteyen yabancı ülkeler’ konusuyla başlıyor… ‘Kimler istiyor?’ sorusuna ihracat konusunda karşı ülke ile uzlaşmadan herhangi bir açıklama yapmayacakları yanıtını veriyor.
“Dünyada bu süreçler ‘biten’ işler’ üzerinden ilerler.” dedikten sonra da “Bu alanda çok fazla algı ya da spekülasyon amacı taşıyan haberler de görüyoruz. Bugüne kadar netleşmeden hiçbir şeyi konuşmadık, konuşmayacağız.”
Rusya’nın ‘teknoloji transferi başladı’ açıklaması
Gazetecilerin bu noktada merak ettiği husus, geçtiğimiz haftalarda Rusya’dan gelen ‘Türkiye’ye teknoloji transferine başladık’ açıklaması oluyor. Prof. Dr. Demir, sürecin başladığını doğruluyor ancak bu sistemlerin son derece stratejik olduğunu, her ülkenin kendi gizliliğini korumak isteyeceğini kaydediyor.
“Bu süreçte ketum olacağız.” diyen SSB Başkanı, teknoloji transferi sonrasında sistemlerin üretileceğini ve her bir sistemi ancak ürettikten sonra kamuoyuna duyuracaklarını vurguluyor.
Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihracat mümkün mü?
Ankara’nın dış politikasındaki en önemli dönüşüm noktalarından biri geçtiğimiz günlerde yaşandı ve Birleşik Arap Emirlikleri ile ikili diyalog yeniden başladı. Peki bu durum Türk savunma sanayii ürünlerinin BAE’ye ihraç edileceği anlamına gelir mi?
“Savunma sanayiinde potansiyel olarak büyük bir iş birliği oluşturabiliriz.” cümlesiyle başlıyor yanıtına Prof. Dr. Demir. Kriz dönemlerinde dahi bir şekilde ilişkilerin sürdüğünü anımsattıktan sonra da “Türkiye’nin savunma sanayiinde geldiği konum onların da ilgisi çekiyor. Biz sektör olarak politik süreç iyi değilken de BAE ile dirsek temasımızı kesmedik. Bugün gelişen ilişkilerle daha farklı bir süreç bekliyoruz. Ciddi ölçüde ihracat yapabileceğimiz bir yer BAE. Ancak konuşmak için henüz çok erken” diyor.
Ukrayna ile iş birliği ve Rusya’nın tepkisi
SSB Başkanı Demir, bir soru üzerine son günlerde sıkça tartışılan Türkiye-Ukrayna iş birliği ve Rusya’nın tepkisi konusunda da önemi açıklamalar yaptı.
Demir’in üzerinde durduğu ilk konu aslında Kiev ile Ankara arasındaki alışverişin çok daha önceden planlanan bir sürecin kilometre taşları olduğu. “Bugünden yarına oluşan bir denklem değil” parantezini açıyor Prof. Dr. Demir ve her iki ülkenin de geçmişte imza attığı anlaşmaların gereğini yaptığını söylüyor.
Yangın söndürme uçakları için süreci SSB yönetecek
Demir’in anlattıklarından, Türkiye’nin geçtiğimiz yaz en önemli gündem maddesi olan yangınla mücadele konusunda süreci SSB’nin yöneteceğini öğreniyoruz. Hem kalıcı bir FİLO kurulacağını hem de kiralama yoluna gidileceğini ifade ediyor Demir ve bu süreci ilgili bakanlıklarla birlikte yürüteceklerine işaret ediyor.
Milli Muharip Uçak için Rusya ile iş birliği neleri kapsıyor?
SSB Başkanı İsmail Demir’in üzerinde hassasiyetle durduğu konulardan biri de Türkiye’nin hava savunma sistemlerindeki imkan ve kabiliyetleri oluyor. Her ne kadar kamuoyunda üst katmanlar daha çok konuşulsa da alt katmanların da son derece kritik olduğunu anımsatıyor Demir.
Bu kapsamda drone ve kamikaze İHA saldırılarının daha yaygın olduğunu kaydediyor ve “Yaklaşık 1-2 kilometreden başlayıp, 100-200 kilometre aralığına kadar geniş bir savunma şemsiyesi üzerinde çalışıyoruz.” bilgisini veriyor. Bu nokta önemli. Çünkü Demir’in söylediği bu sözler aslında doktrin değişikliğine işaret ediyor. Anlayış olarak drone savunması ülkenin entegre hava savunmasının içerisine dahil edilebileceği sonucu ortaya çıkıyor.
Moskova ile Ankara’nın arasındaki savunma sanayii iş birliği de basın mensuplarının merak ettiği konulardan biri. “Milli Muharip Uçak konusunda Rusya’dan hangi destekleri alacaksınız” sorusuna Demir şu yanıtı veriyor:
“Rusya ile çok farklı alanlarda kritik konuları içeren iş birliği niyetimiz var. Bu kalemlerden biri de Milli Muharip Uçak. 2023’te hangardan çıkacak uçak için seçtiğimiz bir motor tipi ve sistemler var. Ancak belirli zaman sonrasında farklı motorları, farklı alt sistemleri kullanacağız. Süreci Blok-1, Blok-2 ve sonrası şeklinde sürdürmeyi planlıyoruz.
Yerlileştirme konusu bizim için bu noktada en öne çıkan meselelerden biri. Rusya ile hangi adımları atabileceğimizi konuşuyoruz. Ancak çok fazla detay vermenin doğru olmayacağı kanaatindeyim.”
LHD Anadolu’da farklı bir yol izleyebiliriz
SSB Başkanı Demir ile bir araya gelen basın mensupları için hiç şüphesiz en önemli konulardan biri de LDH Anadolu Gemisi’nin teslim tarihi. Geminin 2022’de teslim edileceği daha önce söylenmişti. Ancak süreçle ilgili kritik bir bilgi paylaşıyor Demir ve şunları söylüyor:
“2022’nin erken zamanlarında teslim edilmesi için çalışıyoruz. Belki de geminin bazı detay donanımlarını hizmete girdikten sonra ekleme yoluna gidebiliriz. Ayrıca sizlerin de bildiği üzere bu gemiye S/İHA konuşlanması meselesi de var. Bunun için de çalışmalar devam ediyor. Belki de önce gemiyi orijinal konseptte teslim edip, gemiye konuşlanmasını düşündüğümüz Bayraktar TB-3 projesi olgunlaşınca ilgili değişikliği yapabiliriz.”
Yüksek kuru fırsata çevirebiliriz
Prof. Dr. Demir’e yöneltilen bir diğer soru da ‘yüksek kur’ ve bu durumun savunma sanayii sektörüne muhtemel yansımaları oluyor… “Döviz konusuna biz hazırlıklıydık” diyor Demir ve süreci nasıl ilerlettiklerini anlatıyor:
“Firmalarımızla aldığımız tekliflerde mecburi olarak döviz bazlı alımlarını döviz cinsiyle yazmalarını geri kalanları da TL olarak yazmalarını istedik. Amacımız; o projelerde döviz kısımlarını görüp ilgili kalemlere yerlileştirmede hız vermekti.
Biz, zaruri kalemlerde dövizle alıma gidiyoruz. Bu süreçte döviz endeksli artışın yerli üretimi tetikleyeceğini düşünüyorum. Mecburen dövizle aldığımız ürünlerle ilgili gider kısmını da göğüsleyecek kapasiteye sahibiz.
Unutmamak gerekir ki krizler bazen fırsat oluşturur. Biz bu sürece de böyle bakıyoruz. Nasıl fırsatlar yakalayabileceğimiz konusu üzerine çalışıyoruz. Buradan olumlu sonuçlar bekliyoruz. Model konusunda orijinal fikirlere sahibiz. İnşallah bunları hayata geçirebiliriz.”
HİSAR O+’yı bu yıl teslim edebilecek noktadayız
Türkiye’nin hava savunma sistemleri yolculuğunun kritik oyuncularından biri de HİSAR ailesi. Hisar O+’nın kabul testleri geçtiğimiz ay başlamıştı. Acaba bu yıl bitmeden sistemin teslimatını mümkün mü diye soruyoruz Demir’e.
“İmalatçı açısından her şey hazır. İstesek bu yıl sonuna kadar teslim edebilecek noktadayız. Ancak kullanıcı testleri devam ediyor. Bu nedenle belki de çok kısa süre daha bekleyip, yeni yılın erken dönemlerinde envantere girdiğini görebiliriz.” yanıtını alıyoruz.
SSB Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, kamuoyunda merak edilen hemen her konuya değiniyor… Bazı konu başlıkları ve güncel durumlar şöyle:
Altay tankı projesi: Altay Milli Tankının güç grubu yani motor ve şanzımanla ilgili mutabakat imzalanacak. Koreli heyet Şubat ayında Ankara’ya gelecek. Projedeki durgunluk aşıldı. Türkiye diğer yandan kendi güç grubu için çalışmalarına aralıksız devam edecek.
Milli Muharip Uçak motoru: ABD’den F-110 motoru gelecek. Milli jet motoru yolculuğunda yerli firmaların el ele yürümesi stratejisiyle hareket edilecek. Kabiliyeti olanlar aynı masada toplanacak.
Dikey Atım Sistemi: Bu sistemden milli füzeler fırlatılacak. Çalışmalar yapılırken donanmanın seyir halindeki gemilerinde aksama olmaması için planlamalarda özen gösteriliyor.
Ramjet motor: Hem TÜBİTAK SAGE hem de ROKETSAN koordineli çalışıyor. İlk test gerçekleştiğinde söz konusu müjde kamuoyuna duyurulacak.