Resmi Gazete’de yer alan karara göre, Antalya’da bir kişi, yükseköğrenim kredi borcunun birden fazla taksitinin ödenmemesi nedeniyle tüm taksitlerin tahsili için düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açtı.
Davaya bakan Antalya 2. İdare Mahkemesi ise davada uygulanan kanun hükmü olan 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri Kanunu’nun 17’inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan bazı hükümlerin, Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına vararak, Anayasa Mahkemesine başvurdu.
Başvuruda, itiraz konusu kuralda, yararlanılan yükseköğrenim kredilerinin birden fazla taksitinin zamanında ödenmemesi durumunda, alacağın tamamının peşin ödenmesinin öngörüldüğü, bunun da sosyal devlet ilkesini ve mülkiyet hakkını ihlal ettiği ileri sürüldü.
Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, kanunun ilgili kısmının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi.
Kararın gerekçesinden
Anayasa Mahkemesinin kararında, devletin, Anayasa’nın 42. maddesi kapsamında maddi imkanlardan yoksun, başarılı öğrencilerin öğrenimlerini sürdürebilmeleri için destek sağlamakla yükümlü olduğu, yeterlikleri ve ihtiyaçları tespit edilen öğrencilere kredi sağladığı vurgulandı.
İptali istenen kuralın da bu kredilerin birden fazla taksitinin ödenmemesi durumunda tüm borcun muaccel hale gelmesini (peşin ödenmesini), tüm borcun vade tarihi beklenmeksizin tahsilini düzenlediği aktarılan kararda, şunlar kaydedildi:
“6183 sayılı Kanun’a tabi diğer alacaklar açısından taksitlerin ödenmemesi durumunda borcun tamamı muaccel hale gelmemekte, borç vade tarihinde gecikme zammı ile birlikte tahsil edilmektedir. Bu yönüyle 6183 sayılı Kanun’a tabi diğer alacaklar açısından söz konusu müdahale aracı kullanılmazken, eğitimi destekleme yönünden sosyal yanı ağır basan bir alacakta böylesine ağır bir tedbirle meşru amaca ulaşılmaya çalışılmasının son çare ve bu amaca ulaşmak için gerekli olduğu söylenemez.”
Kararda, bununla birlikte, birden fazla taksitin ödenmemesi durumunda borcun muaccel hale gelmesi yanında, borç, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edildiğinden, vadesi dolan taksitlerin gecikme zammıyla birlikte ödendiği de aktarıldı.
Bu sayede, alacağın zamanında tahsil edilmemesi nedeniyle uğranılan zararların giderildiği aktarılan kararda, bu yolla, borçluların da ek maliyetle karşılaştıklarından borcu zamanında ödemek durumunda kaldığı belirtildi.
Yüksek Mahkemenin kararında, şu tespitler yapıldı:
“Bu kapsamda birden fazla taksiti ödenmeyen borcun sürüncemede kalmaması için borcun tamamının ivedilik kazanmasının kamu yararının sağlanmasına yönelik amacın gerçekleştirilmesi için tek araç olduğu söylenemez.
Dolayısıyla anılan meşru amacın gerçekleştirilmesi açısından seçilen araçlar değerlendirilirken borcun gecikme zammı ile birlikte tahsili sayesinde, alacağın zamanında tahsil edilmemesi nedeniyle uğranılan zararların giderildiğinin ve ek maliyetle karşılaştıklarından borçluların borcu zamanında ödemek durumunda kaldığının, bu aracın söz konusu amacın gerçekleştirilmesi açısından yeterli olduğunun da göz önünde bulundurulması gerekir. Bu itibarla kuralın ‘gereklilik’ ölçütü ile bağdaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır.”