Rusya’nın Ankara Büyükelçisi CNN TÜRK’te

Rusya ve Ukrayna arasındaki kriz gözleri Rusya’ya ve Ukrayna’ya çevirmiş durumda peki bu gerginlikte son durum ne, Rusya’nın tutumu ne? Cumhrubaşkanı Erdoğan, “Rusya ile de Ukrayna ile de iyi ilişkilerimiz var arabulucu olabiliriz” dedi. Rusya’nın tutumu nedir böyle bir arabuluculuk çağrısına nasıl yaklaşıyorsunuz?

“Türkiye’de iyi tanınan Rusya Devlet Başkanlığı Sözcüsü Dmitriy Peskov’un sözlerinden alıntı yapabilirim. Peskov dedi ki, Rusya, Donbass çatışmasının tarafı değildir ve Rusya-Ukrayna formatı dahilinde meselenin çözüme kavuşturulması pek mümkün değildir. Çatışmanın bir tarafı Kiev, öbür tarafı da Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerinin temsilcileridir. Anlamanızı rica ediyorum; şu anda söz konusu olan, bazılarının lanse etmeye çalıştığı gibi, “Donbass Krizi” veya Ukrayna’yla ilgili bir kriz ya da ikili ilişkilerimiz karışık olsa bile Rusya ile Ukrayna arasında anlaşmazlıklar değildir. Esas sorun, Rusya ile Batı, Rusya ile ABD arasındadır. Bu sorun, Rusya’nın ulusal güvenliğiyle alakalı endişelerimizin sistemsel olarak anlamazlıktan gelinmesinden kaynaklanmaktadır. Sorunun kökeni, NATO’nun uzun yıllardır doğuya doğru genişlemesidir. NATO altyapısının, modern saldırı silahları da dâhil olmak üzere, adım adım sınırlarımıza yaklaşmasıdır. Bütün bunları biz direkt tehdit olarak değerlendiriyoruz. Batılı partnerlerimize, ABD ve NATO’ya, bu problemi, güvenlikle ilgili endişelerimizi ve çıkarlarımızı tatmin edebilecek hukuki bağlayıcılığı olan anlaşmalar imzalayarak çözmeyi teklif ediyoruz. Şu anda bu tekliflerle ilgili zengin içerikli görüşmeler devam ediyor. Ukrayna’ya gelince, Ukrayna’yla alakalı başka bir sistemsel sorun var. Bu, Kiev’in Minsk anlaşmalarını yerine getirme konusundaki isteksizliğidir. Her nedense Batı’da herkes, anlaşmaların Rusya tarafından yerine getirilmediğinden bahsediyor. Fakat eğer metni okursanız, ilk adımları Ukrayna’nın atması gerektiğini görürsünüz, bunlar net olarak yazılmış durumda.Türkiye’nin durumun düzelmesine olumlu katkıda bulunma niyetini çok değerli buluyoruz. Eğer Türk dostlarımız, Kiev ile “ayrıcalıklı” ilişkilerini kullanarak, onları 2014-15’te üstlendikleri yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerektiği ve en önemlisi de, cepheleşmenin değil, barışın hedeflenmesi gerektiği konusunda ikna ederlerse, buna hiç şüphesiz hak ettiği değer verilecektir.

Sayın Büyükelçi, Türkiye Rusya’dan S400 hava savunma sistemleri aldı. Savaş uçaklarına da görüşme yapıldı. Ukrayna’ya da Türkiye SİHA İHA drone satıyor. Lavrov da rahatsızız acıklamaları yaptı. Böyle bir denklemde Rusya’nın rahatsızlık duyma sebebi nedir neyden rahatsız oluyor?

Bu aralar bu konuyla ilgili birçok yorum yapıyorum, belki tekrara düşebilirim. Burada önemli olan husus şudur: Birisine silah satıyorsanız, özellikle bu saldırı silahı ise, bu artık sadece ticaret değildir. Silahların kime ve ne için verildiği son derece önemlidir. Eğer silahların alıcısı, komşularının askeri provokasyonlardan endişe etme konusunda çok ciddi dayanaklara sahip olduğu bir ülkeyse, bu çok tehlikelidir. Doğal olarak, bu komşular, uluslararası ilişkilerdeki bu tür aktörlere silah pompalanmasını, memnuniyetle karşılamayacaklardır.

Bir evet-hayır sorusu olarak sormak istiyorum Sayın Büyükelçi Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ni yeniden yaratma peşinde mi böyle bir amacı var mı?

Benim derin kanaatime göre SSCB’nin yeniden canlanması herhangi bir açıdan mümkün değildir. 30 yıldan fazla geçti, her şey değişti, coğrafya, siyaset, ekonomi, kültür, tam anlamıyla her şey. En önemlisi de, insanlar değişti. Bu nedenle, bir Rus atasözünde de söylendiği gibi, “Aynı nehirde tekrar yıkanılmaz”.

Batı’dan bazı açıklamalar özellikle ABD şayet Rusya Ukrayna’ya operasyon düzenlerse saldırırsa bazı yaptırımları devreye sokacağız diyor Swift sistemi de bir kart olarak duruyor. Sadece bu gerginlik bile Rus ekonomisine büyük etki yaptı uluslararası piyasalarda görüyoruz. Siz Rus ekonomisinin bunu kaldırabileceğini düşünüyor musunuz?

Sorunuz daha çok varsayımsal nitelikte ancak cevap vermeye çalışacağım. Öncelikle, Rusya’ya yönelik tehditlerin nerede, nasıl ve ne kapsamda gerçekleştirileceğine bakmak lazım. Tehdit etmek kolay, ama tehdidi yerine getirmek bazen zor olabilir. İkincisi, belki birilerini üzebilirim ancak hatırlatmak isterim ki, Rus halkı, yüzyıllara dayanan tarihi boyunca çok ama çok zorluğu aştı. Yıkıcı savaşlar da vardı, sert baskılar da vardı, açlık ve daha birçok şey vardı. Zaman zaman zor ve hatta çok zor dönemler oluyordu fakat Rusya ne olursa olsun ayakta kaldı. Eminim ki, herhangi yaptırımlara ve yaptırımlar tehditlerine rağmen şimdi de ayakta kalacak. Bunun için bizi korkutmaya çalışmalarına gerek yok, bunu yapmaya çalışanlar vardı ancak başarısız oldular.

Biz kendimize, kendi güçlerimize, halkımızın yeteneklerine güveniyoruz. Halkımız, iradesi, kendi kendini kısıtlaması, zaman zaman fedakarlığı, zekâsı ve diğer kabiliyetleri sayesinde düşmanları birçok kez yenilgiye uğrattı. Dostlarımıza ve partnerlerimize, onların bağımsız düşüncülerine ve diktaya boynu eğmeyen politikalarına, siyasi kararlar alınacağı zaman “MoskovaVektörünü” önemli bir faktör haline getiren, ulusal çıkarlarını akıllıca ve esnek şekilde gözetme tarzlarına da güveniyoruz.

Bize karşı kötü niyetleri olanlar boşuna ümitlenmesinler. Ne olursa olsun, “kaderin pusulası” nereye dönerse dönsün, bir dahaki sefer yine ayakta kalacağız veya Rusların dediği gibi “kuşatma çemberini yaracağız”. Tanrı bizim yanımızda.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir