Ekonomik kriz nedeniyle döviz mevduat hesaplarının dondurulduğu Libya’da, hesabındaki parasına ulaşamayan bir bayan silahla bankayı işgal etti. Lübnan’ın başşehri Beyrut’ta Safi Hafız isimli bir bayan, sabah saatlerinde Sodeco mahallesindeki BLOM Bank şubesine tabanca ile girdi. Bayan, kendisiyle birebir durumda olan hareketçilerin takviyesiyle şubeyi kapattı, 14 çalışan rehin alındı. O sırada bankada olan bir müşteri ise “İçeride her yere akaryakıt döktüler ve çakmak çıkartıp yakmakla tehdit ettiler” açıklamasında bulunda. Banka, Emniyet Genel Müdürlüğü binasının tam karşısında yer alıyor.
‘KENDİ HAKKIMI GERİ ALMAK İÇİN BURADAYIM’
Hafız’ın kelam konusu paraya kız kardeşinin kanser tedavisi için muhtaçlığı olduğu belirtildi. Hafız ile birlikte bankaya giden bir diğer mevduat hesabı sahibi, işgal anını canlı olarak toplumsal medya hesabından yayınladı. Görüntüde Hafız’ın, “Hastanede ölmekte olan kardeşim için paramı çekmek istiyorum, ben arbede etmek ya da kaos çıkartmak için burada değilim, ben yalnızca kendi hakkımı geri almak için buradayım” dediği görüldü.
Kaynaklar, Hafız’ın hareket sonucunda yaklaşık 13 bin doları kendi banka hesabından çektiğini aktarıyor.
GEÇEN AY DA YAŞANMIŞTI
Son iki yıldır Lübnan epeyce derin bir ekonomik krizin içerisinden geçiyor. Ülkenin para ünitesi lira, son yıllarda yüzde 90’ın üzerinde bedel kaybetti. Lübnanlılar her güne yeni bir döviz kuruyla uyanıyor. Daha evvel yüksek vade oranlarıyla döviz mevduat hesapları açan bankalar ise bu meblağları yurttaşlara geri vermeyi reddediyor.
Bu durum parasını bankadan çekmek isteyenlerin silahlı hareketler düzenlemesine neden oluyor. Geçtiğimiz ay Beyrut’ta yeniden misal bir olay yaşanmış, bankaya silahla giren kişi uzun uğraşlar sonucunda kendi hesabından bir ölçüsü çekebilmişti. Tekrar bahar aylarında Bekaa bölgesinde akaryakıtla bankaya giren bir kişinin kendi parasını aldığı biliniyor. Silahlı aksiyonların artması nedeniyle bilhassa ülkenin finans merkezi Beyrut’ta banklar güvenlik tedbirlerini arttırmış durumda.
Söz konusu para mevduat sahiplerine ilişkin olduğu için bu durumun bir ‘soygun’ olarak değerlendirilemiyor. Hasebiyle cezai süreç de sırf ‘şiddet’ üzerinden uygulanabiliyor.