Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
Kar yağışını ben doğrusu bir bereket olarak görüyorum. Bir felaket olarak telakki etmiyorum. Kuraklıkların ülkemizde hakikaten ciddi manada toprağımızı tehdit ettiği, birçok yerlerde sıkıntılar yaşadığımız dönemleri geride bıraktık. Tarımda yaşanan sıkıntılar ortada, hep yağmur diye bekledik şimdi ise kar yağışı gelince de farklı bir yaklaşım ortaya koymaya başladık. Kar yağışını engellemek elimizde değil ama karın sebep olduğu tedbirleri almak elimizde. İdareyi alanlar kimlerse tüm tedbirleri almak zorunda. Son kar yağışının etkileriyle ilgili maalesef özellikle İstanbul’a yakışmayacak görüntüler ortaya çıktı. İstanbul’da belediye başkanlığı yapmış bir insanım. Sizler tuzlanmayan yollarda araçlar kilometrelerce kuyruk oluşturursa bunun bir sorumlusu veya sorumluları vardır. Vatandaşlarımız yollarda saatlerce mahsur kaldı. Üstelik daha önceki yılların altında bir miktarda kar yağışı söz konusuydu. İstanbul’da gereken yol açma çalışmalarının yapılmamasından kaynaklandığını ilçe belediyelerinden de dinledik. Bunu yapmayanlar belli. Bu tam anlamıyla bir basiretsizliktir. Kış mevsimine girerken tüm tedbirleri almalısınız.
“MUHALEFET BELEDİYELERİNE PAYLAR 2 KAT ARTTI”
Çalışmaları koordine etmeleri için İçişleri ve Ulaştırma Bakanımı o gece İstanbul’a gönderdim. Her iki bakanımda kendi altyapıları durumunda olan Ulaştırma Bakanımızın koordine ettiği hangi kurumlar var. Karayolları var. Karayolları büyük bir önem arz ediyor. Süleyman Bey’in altında sadece polisi yok jandarma teşkilatı var. Onlar da çalışma yaptı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi kalkıp Cumhurbaşkanlığı’ndan talepte bulunur bu talebi tüm teknik incelemeleri yapılır ve sonra da gereken karar alınır. Bunların ödenme süreçleri bellidir. Şehirlerine hizmet etmek gibi bir dertleri, gayretleri, kabiletleri olmayanlar ‘engelleniyor’ diyor. Burada milletime böyle bir şeyin olmadığını anlatmak istiyorum. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere muhalefet belediyelerine genel bütçeden aktarılan paylar 2 kat arttırılmıştır. AK Parti’ye MHP’ye ve diğer partilere mensup belediyelere yapılan artış aynı orandadır.
“MARMARAY’I 3-4 YIL ERKEN BİTİRECEKTİK”
Biz kimseyi engellemiyoruz. Onlar kendi beceriksizlikleri, kendi kötü yönetimleri sebebiyle belediyeyi borç batağına sokmuştur. Bunların kendi partileri içinde iktidar kavgası vermekten başka maharetleri de yoktur. Bunların ülkenin geleceği için bir vizyonları, projeleri hatta böyle bir dertleri de yoktur. Marmaray, arkadaşlar biz Marmaray’ı yaparken bizim önümüze kim çıktı biliyor musunuz? Bu CHP zihniyeti çıktı. 3-4 yıl önce bitirecekken bu zihniyetten dolayı bu gecikmeyle bitirdik. Eser ve hizmet siyasetinin nerede ve nasıl yapılacağını bilmek önemli ve bu da bizim maharetimiz.
“İBB 1994 DÖNEMİNE GERİ DÖNMÜŞTÜR”
Batılı kredi değerlendirme kuruluşları CHP’li İstanbul, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediyelerini finansal sıkıntılar sebebiyle ‘riskli’ kategorisine almıştır. Maalesef İBB 1994 yılında bizim devraldığımız döneme geri dönmüştür. Rabbim 2024’e kadar İstanbul halkının yardımcısı olsun. Biz hükümet olarak kendi sorumluluğumuz alanında İstanbul’a hak ettiği hizmetleri vermeyi sürdüreceğiz.
İRAN’IN DOĞALGAZ KESİNTİSİ
Bizim İran’a borcumuz filan kesinlikle söz konusu değil. Bu iddialar yalandır. Cumhurbaşkanı İbrahim Bey’le yaptığım görüşmede kendilerine söyledim. Onlar bir arızadan ötürü bu işi 10-15 gün erteleme durumumuz olacak dediler. Biz kendilerine bu işi Haziran’a kadar ertelemek suretiyle bu gaz akışı devam ederse biz de bu sert geçen kışı daha rahat şartlarda geçiririz dedik. İran’da da kış şartları çok sert onlar da bu sıkıntıdan dolayı olduğunu ifade ettiler. En kötü şartlarda bir 10 gün burada esneme yaparsak bu süreci atlatırız dedi Sayın Cumhurbaşkanı. Fevkalade bir durum olmadan 10-15 gün içerisinde doğalgaz akışı devam edecek. Tuz Gölü’nün altında bir depolama çalışmamız var. Bunlarla beraber gaz akışının sağlanması da gerçekleşecek. Kış ortasında vatandaşımızı korumak durumundayız. Sanayi de kontrollü gitmek durumundayız. Enerji ve Sanayi Bakanlıklarımız bunu koordine ediyorlar.
ELEKTRİKTE KADEMELİ FATURALANDIRMA
Salgın koşulları nedeniyle alınmış bir tedbir. Dünyada hammadde fiyatlarında yaşanan artışlar sonucu enerji maliyetlerinde de büyük artışlar meydana geldi. Dünyada elektrik üretiminin ana hammaddelerinden olan kömür fiyatlarında 5 kat, doğalgaz fiyatlarında 10 kat artışlar söz konusu.
Özellikle fiyatlarda sübvansiyon hala mevcuttur. 2021’de vatandaşlarımızın elektrik faturalarında yüzde 50, doğalgaz faturalarında ise yüzde 75 oranında devletimiz sübvansiyona gitmiştir.
2022’de de benzer sübvansiyonlar devam edecek. Ayrıca bir konut abonesinin aylık elektrik ve doğalgaz faturaları için ödediği toplam tutar 2002’de net asgari ücretin yüzde 47’sini oluşturuyor. Aynı miktardaki tüketim için 2022’de bu oran yüzde 12,9 seviyelerine düştü. 2021 verilerine göre ülkemizdeki konutlarda kullanılan ortalama tüketim aylık 134 kw/saat olarak gerçekleştir. Kademeli tarifenin amacı elektriğin verimli kullanımı teşvik etmek, dar gelirli vatandaşlarımızın kullandığı elektriğin sübvansiyonunu sağlamak.
MERKEZ BANKASI’NIN FAİZ KARARI
Uyguladığımız bu akılcı politikalarla kamu maliyesinde ve bankacılık sektöründe ciddi kazanımlar ve güçlü bir duruş elde ettik. Faiz oranlarında tarihi düşük seviyeleri yakalama başarısını göstermiştik. 2013’te Türkiye tarihinin en düşük faiz ortamını yakaladı. Ancak bunun ardından bir dizi iç ve dış olumsuz gelişme ile bu süreç kesintiye uğradı. Son 20 yılda altyapı yatırımları konusunda önemli mesafeler kat ettik.
Üretim odaklı ihracat ve istihdamı arttırmak hep önceliğimiz oldu. Bütün bunlar yeni modelimizin uygulanmasına yönelik uygun zemini hazırladı. Böylece nihai amacımız olan dengeli ve sürdürülebilir büyümeye kesinlikle ulaşacağız.
Yüksek faiz ortamının orta-uzun vadede kırılganlık oluşturduğu aşikar. Biz işte bu sebeple düşük faiz ortamında kaynaklarımızı üretim, istihdam, ihracat ve büyüme olarak kullanmak istiyoruz. Önümüzdeki döneme çok iyimser bakıyoruz. Son dönemde döviz kurundaki istikrarlı seyir bu bakışımızı destekliyor. Kamusal kaynakları ve banka kredilerini etkin ve verimli şekilde üretimin arttırılması için kullanarak bu mücadelemizde başarılı olacağımıza inanıyorum. Bu modelle birlikte ekonomimiz spekülatif ve manipülatif müdahalelerden daha az etkilenecektir.
KUR KORUMALI TL MEVDUAT HESABI
Türk lirasına güveni artırmak ve vatandaşların kurdaki oynaklık karşısında mağdur olmaması için kur korumalı TL mevduat hesabını devreye aldık. 20 yıldır bu işi yapan biziz. Biz denedik, neticelerini aldık ve uygulamaya koyduk. Daha başlarında olmamıza rağmen ilgi muhteşem. Bu hesaplarda bakiye 25 Ocak itibariyle 203 milyar lirayı aşmış durumda.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI ÇIKAR MI?
Bu gelişmeleri bizim uygun bulmamız mümkün değil çünkü bölge bizim bölgemiz. Rusya ile Ukrayna arasıdaki mevcut gerilimin yeni bir krize dönüşmeden çözülmesini istiyoruz. Her iki lidere bu mesajlarımı ilettim, iletmeye de devam edeceğim. Her iki ülkenin Türkiye’nin samimiyetinin farkında olduğunu düşünüyorum. Liderleri burada misafir edip, barışın yolunu açabiliriz. Şu unutulmamalı ki iki bölge ülkesinin birbiriyle savaşmasının ne taraflara ne de bölgeye bir getirisi olamaz. Bölge istikrarsızlıktan yeterince çekti. Bu bize de ziyadesiyle olumsuz yansıyor. Meselenin diyalogla halledilmesini, güç kullanımından kaçınılmasını gerekli görüyoruz. Bu konuyla ilgili NATO’nun kurduğu devreler var. Bu devrelerin başarılı olması en büyük temennimizdir.
SEZEN AKSU’NUN TARTIŞILAN ŞARKISI
Öncelikle benim oradaki hitabımın hedefi Sezen Aksu değildir. Sezen Aksu Türk müziğinin önemli bir ismidir. Eyvallah. Şarkılarıyla insanımızın duygularına tercüman olmuş bir sanatçımızdır. Ben ülkenin Cumhurbaşkanı olarak insanımızın hangi inançtan olursa olsun dini değerlerine laf edilmesine müsaade etmem. Kaldı ki burada sadece Hz. Adem ile Havva validemiz değil. Meryem validemize de burada hakaret var. Bizim insanımızın kutsallarına yönelik hassas bir duruşum var bunu da herkes bilir. Dilini koparma ifadesini bir kişinin şahsına değil kutsallarına karşı hakarete dönük bir tavır olarak ifade ettim. Biz kutsallarımızı korumak için kanun mu çıkaracağız. Bu bir duruş bir saygı bir kabullenme ve birlikte yaşama tecrübesi olarak hayata geçmeli. Ne zaman birbirimize, inançlarımıza, değerlerimize saygı duyacağız? Kimse toplumumuzu kutuplaştırmaya özellikle de bu konuları görmezlikten gelmemizi beklememeli.
“SEDEF KABAŞ’IN HAKARETİ MAKAMA YÖNELİKTİR”
Buradaki hakaret her şeyden önce şahsımla ilgili değil, temsil ettiğim makama yöneliktir. Devletin, devleti yöneten cumhurbaşkanının ve cumhurbaşkanlığı makamının hedef alınması burada söz konusu. Bulunduğum makam korumayı gerektiriyor. Bunu TCK’nın 299. maddesi Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenliyor.
Bizim bunlara prim vermemiz söz konusu olamaz. Hukuk neyi gerektiriyorsa, sonucu ne olursa olsun, burada gereği yapılacaktır. Bunun ifade özgürlüğüyle alakası yoktur. Siyasette eleştiri olur elbette ama bu temiz bir dille olmalıdır. CHP’nin cumhurbaşkanına hakaret maddesinin kaldırılması teklifi de tam bir garabettir.
Bu makamlarının şerefini, saygınlığını bu aziz milletle koruyacağız. Öte yandan, hemen hemen bütün ülkelerde devlet başkanlarına, cumhurbaşkanlarına hakaret etmek suçtur.
Bu milletin bir evladı olarak, yüzde 52 oyla seçilmiş bir cumhurbaşkanıyım. Esasında bunların hakaret ettikleri, Tayyip Erdoğan nezdinde milletin ta kendisidir. Ahır benzetmesi de tümüyle bu aziz millete hakarettir, edepsizliktir. Bu suç cezası kalmayacaktır. Herhalde CHP’nin genel merkezine ahır yakıştırması yapanlara CHP yönetimi iyi bir dille bakmaz. Biz onlar gibi hakarete başvurmuyoruz, her vatandaşın tabii hakkı olan adalete başvuruyoruz.
Bu konunu da takipçisi olacağız. Diğer taraftan, bu yapılan bir anlamda nefret siyasetidir. Bu hakareti yapan şahsın amacının provokatörlük olduğu da çok açık. Bunu hastaneye girerken kelepçesiz ellerini arkadan birleştirerek ters kelepçe vurulduğu algısı oluşturmaya çalışırken de gördük.
SİYASETTE İMRALI TARTIŞMASI
Öcalan’ın Demirtaş’ın oradan vermiş olduğu mesajlardan rahatsız olduğu ortada bir gerçek. Terör örgütü PKK elebaşını bırakacak tek bir iktidar olur, o da HDP’nin içinde olduğu zillet ittifakı iktidara gelirse böyle bir şey olabilir.
Biz bunlara asla izin vermeyeceğiz. Zillet ittifakındaki ortağı HDP’ye vermiş olduğu sözler aklına gelecek ki terörist başının salınacağını sanıyor. Bu hanımefendinin böyle bir iftirada bulunması siyaset değil, yalandan medet ummaktır. Hanımefendi sözlerimizi işine geldiği gibi anlıyor, çünkü işine HDP’ye verdiği sözler geliyor.
NECİP HABLEMİTOĞLU SUİKASTI
Bunu ilk defa bu programda açıklayacağım. MİT uzunca süredir bu suikastın katil zanlılarından olan Nuri Gökhan Bozkır’ın izini sürüyordu.
Bu şahıs kırmızı bültenle aranıyordu. Kaçtığı yurtdışında 2015 yılından itibaren FETÖ medya organlarına verdiği röportajlarında da ülkemiz aleyhine asılsız iddialarda bulunuyordu.
İstihbaratımız Ukrayna’da saklandığını tespit etti ve bu şahsın yakalanarak ülkemize getirilmesi konusunda Zelenskiy ile de, önceki devlet başkanlarıyla da konuştuk. Bu kişi cinayetin zanlısı olarak ülkemiz yargısına hesap veriyor. Bu iş neticelendi, FETÖ’yle irtibatı dışında DEAŞ’a silah ve mühimmat temin ettiği de bilinen birisi. Bu kişinin yakalanıp ülkemize getirilmesi geçmişteki faili meçhul cinayetleri aydınlatma konusundaki kararlılığımızın da ispatıdır.
EKONOMİDE ALINAN TEDBİRLER
Bilindiği gibi aralıkta asgari ücrette yüzde 50’nin üzerinde net artış yaptık. Bunun kalmadık, çalışanların ücretlerinin Asgari Ücret seviyesindeki kısmının Gelir ve Damga Vergisi’nden muaf tutulması uygulamasını başlattık.
Emeklilerin ve memurların gelirlerinde buna uygun artışa gittik. 6 aylık dilim için memur ve emeklilerimizin gelirlerinde yüzde 31 artış sağladık.
Ayrıca 67 liradan ve 1500 liraya kadar çıkardığımız en düşük emekli aylığını 2500 liraya yükselttik. Kimi emeklilerimizin maaşlarındaki artış oranı enflasyonun çok üzerine çıkarak yüzde 60’ları buldu.
KAMU İŞÇİ MAAŞLARINA EK ZAM
Burada bir müjde de, işçilerimizin toplu sözleşmede aldıkları zammın üzerine ortaya çıkan enflasyon farkı zaten eklenecektir. Buna yüzde 2.5’luk bir artış daha ilave ediyoruz. Böylece işçilerimizin ücretlerine özellikle de ücretlerinde yüzde 28’i bulan bir artış sağlamış oluyoruz.
Yaklaşık 700 bin kamu işçisini doğrudan ilgilendiren bu artış için gereken düzenleme kısa sürede yapılacaktır. İşçi ücretlerine yaptığımız bu ilave artışın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.