Süper Lig’de Fenerbahçe’ye meskeninde 3-2 mağlup olan Trabzonspor’da spor muharrirleri müsabakayı köşelerinde kıymetlendirdi.
CEMAL ERSEN: TRABZONSPOR’UN GÜCÜ NEREDE? (MİLLİYET)
Son vakitlerde izlediğimiz en değişik maç oldu. Futbolu ve gayreti dışında hakem kararları, VAR müdahaleleri ile öne çıkan bir doksan dakikaya tanıklık ettik.
Trabzonspor ismine var oluş savaşı idi. Rakibin kimliğinden çok ligin bu etabından sonra yarışa ne derece karakter koyacağı kıymetliydi. Son saniyede teslim oldu.
Geriye düştükten sonra Görüntü Asistan Hakemi odasının ihtarıyla gelen iki penaltı kararı ve golüne kimsenin kelamı olamaz. Genç hakem bu durumlarda kararsız kaldı, Riva’nın ikazlarıyla doğruyu buldu.
Ve en kritik nokta. Maçın 84. dakikasında Fenerbahçe’nin penaltı itirazının VAR incelemesinden dönmesi. Sonrası uzatma dakikalarında Fenerbahçe’nin gelen galibiyet golü.
Bakın genç hakemleri savunuyor ve destekliyoruz. Lakin bu kadar değerli bir maçın skorunu VAR odasının tespitleri belirliyor, son saniyeler bir maçın bahtına tesir ediyorsa, MHK’nin hakemler üzerinden gelecek riskleri de üstlenmesi gerekir.
Oyun mu? Trabzonspor baskı yaparak ve gol isteği ile başladı. O kısımda girdiği üç konumun birini sonuçlandıramadı. Nwakaeme ve Visca’nın teşebbüsleri önemli idi.
Bir futbol gerçeği var; atamazsan yersin. Fenerbahçe rakibin gücünü test etmeye başladı. Bu konumlarda kaleci Uğurcan tek başına direnmeye çalıştı. Lakin Fred’in birinci yarıya damga vuran golü, bekleyin geliyorum dedi.
İkinci yarıda ise kusursuz bir düello vardı. Kazanan son saniyelere kadar yarışı bırakmayan Fenerbahçe oldu.Skora dair söyleyeceklerim; Trabzonspor bu futbol gösterisinin başrol oyuncusu olamadı. Meğer daha fazlasını yapma gücü vardı.
Direnemedi, tedbir alamadı ve makus talihini kabul etti.
Trabzonspor bu dönem garip bir ikilem yaşıyor. Lider Ertuğrul Doğan geçmiş periyotlara atıfta bulunarak borçsuz bir kulüp için çalıştığını söylüyor. Taraftar ise alanda başarılı sonuçlar bekliyor. Sürece bakarsak liderin amacı, geleceğe dönük kaygısız bir kulüp yapısı. Fakat isabetsiz transferin ve saha sonuçlarının izaha gereksinimi var. Soru; kim sorumlu, kim memnun? Tek hatalı sınırsız talepleri karşılanan Abdullah Avcı mı?
AKSAL YAVUZ: DERBİYE, GECEYE ACEMİ HAKEM DAMGASI
En sonda yazacağımızı en başta yazalım; Okay’ın baş golüne faul(!) gerekçesiyle ‘hayır’ diyerek iptal eden acemi Oğuzhan Çakır, İrfancan’ın Eren Elmalı’ya yaptığı harekete ‘devam’ demesi mükemmel gecenin futbol ismine uzun yıllar unutulmayacak, jenerasyondan jenerasyona anlatılacak yılın en komik fıkrasıydı desek yeridir!
İşin farklı yanı ne olur ne olmaz kanısıyla top filelerle kucaklaşmadan önce düdüğünü de çalmış maçın seyrini değiştiren orta hakem. O denli ya, ya VAR devreye girseydi, Trabzonspor’un leyine vermediği net penaltılarında devreye girdiği gibi…
Ayrıca, sarı kartı olan Amrabat’ın, Cihan Çanak ile girdiği çabadan dolayı ikinci sarıyı görüp oyundan atılması gerekirken alanda kalması; latife gibi! Ve tıpkı Amrabat, Trabzonspor’u yıkan, Fenerbahçe’ye üç puanı getiren golü attı. Anlayacağınız maçın genç hakemi bir çuval inciri berbat etti Papara Park’ta!
O konumlar İstanbul gruplarından birinin aleyhine verilseydi neler mi olurdu? Yer yerinden oynardı! Konu Trabzonspor olunca birkaç saat ya da bir iki gün konuşulur, olur biter!
Açık konuşmak gerekirse; Trabzonspor dönemin en âlâ oyununu oynayarak başladı. O denli ki birinci on beş dakikada girilen durumları değerlendirebilmiş olsalardı kalan dakikalara çok şey sığabilirdi, kısaca skor çok farklı olabilirdi. Trabzonsporlu oyuncuların kaleyi bulamadığı, kaleyi bulan şutlarda da Livakovic’in devleştiği anlar çoktu. Hele Osayi’nin kendi kalesine yolladığı topu inanılmaz çıkardı Hırvat kaleci.
Ya bordo-mavililerin yediği gollere ne demeli? Birinci golü çıkarken kaptırdıkları toptan yediler. Tamam, Vişça topu kaptırdı, Denswil, etraf denetimini yapıp bir adım geri kalsa konum ofsayt olacaktı. Öte yandan Eren Elmalı, Fred’in gölgesiyle koşmamış olsa. Ne yazık ki benzeri kusurları Eren yapmaktan bıkmıyor!
İkinci gol öncesi Eren’e yapılan faul tamam da, yerde yatmayıp topa, İrfan’a müdahale yapmış olsa o konum da gol olmayacak. Hem Trabzonspor defansının o dakikada yaptığı zincirleme yanılgı akıl alır üzere değil!
Banza’nın eline değdiği topta da VAR’ın devreye girmesi gerekirdi. Şayet Banza’ya geriden bir faul yapılmamışsa; durum tartışılır.
Mourinho, müsabakanın son kısımlarında risk alarak yapmış olduğu değişiklerinin karşılığını aldı. Güneş, geç de olsa yaptığı değişikliklerden tıpkı veremi alamadı. Ozan daha evvel alınmalıydı, o da başka. Takım kalitesi ve takım genişliği bu türlü bir şey.
Özetle, tüm bunlara karşın Trabzonspor kaybetmeyi hak etmedi. Hakemin acemiliğine Trabzonspor defans oyuncularının sakarlığı eklenince…
Unutmadan; bu türlü bir derbiye, geceye damgasını vuran acemi hakem kadar, o hakemi Trabzonspor-Fenerbahçe maçına atayanlar da tıpkı yanılgıya, günaha ortaklardır!