TÜRK SİNEMASININ GÜLEN YÜZÜ
Hababam Sınıfı’nın cefakar Hafize anası, Neşeli Günler’in inatçı Saadet Hanım’ı, Tellioğulları’nın aileyi çekip çeviren Adile halası…
Asıl adı Adela Özcan’dı. Yeteneği aileden geliyordu. Babası Naşit Bey, Sultan Hamid’i bile güldüren adam olarak da tanınıyordu. Adile Naşit’in annesi, anneanne ve dedesi de tiyatrocuydu.
Babası öldükten sonra okulunu bıraktı ve 14 yaşında İstanbul Şehir Tiyatroları Çocuk Tiyatrosu’na girdi. 1961’de eşi Ziya Keskiner ve ağabeyi Selim Naşit Özcan ile birlikte Naşit Tiyatrosu’nu kurdu. Tiyatro oyunlarının yanı sıra Hisseli Harikalar Kumpanyası, Neşe-i Muhabbet, Şen Sazın Bülbülleri gibi müzikallerde de rol aldı.
ADİLE NAŞİT UNUTULMAZ KARAKTERLERE CAN VERDİ
Adile Naşit’in sinema yolculuğu 1947 yılında Yara filmiyle başladı ama filmlerde yoğun olarak rol almaya başlaması 1970’lerde oldu. En çok Ertem Eğilmez ve Kartal Tibet’in çektiği güldürü filmlerinde oynadı. Hababam Sınıfı’ndaki rolüyle herkesin gönlünde taht kurdu.
Hiç başrol oynamadı ama 1976’da İşte Hayat filmindeki rolüyle Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı. Kendi bile inanamadı.
ADİLE NAŞİT’İN EVLAT ACISI
Münir Özkul ile karşılıklı oynadığı filmlerdeki “anne” rolleriyle de ününe ün kattı Adile Naşit. Hatta 1985 yılında “yılın annesi” seçildi. Ancak o aslında en büyük acı, evlat acısı çeken bir anneydi. Oğlu bir kalp ameliyatı sonrası hayata tutunamadı. Oğlunun arkasından şu sözleri söylemişti:
“Sonra kuş, köpek, bebek böyle oyuncaklara tutkun olduk. Balıklar yaşadı, köpek kör oldu, çiçekler büyüdü. Böyle gidiyor yaşamın geri kalan kısmı.”
Adile Naşit tek çocuğu Ahmet’i 16 yaşında kaybettikten sonra çocuklara yöneldi. Bir nesil onun kuzucuğu, o ise bir neslin masalcı teyzesiydi.
1987 YILINDA HAYATA GÖZLERİNİ YUMDU
Hüznünü içinde yaşadı, başarısını filmleriyle ölümsüzleştirdi, hayatını çocuklara adadı. 11 Aralık 1987’de İstanbul’da kansere yenildi. Artık oğlu Ahmet ile yan yana Karacaahmet Mezarlığı’nda yatıyor. Biz ise onu gülen yüzü ve kulağımızdaki kahkahasıyla hatırlamaya devam ediyoruz.